İstanbul’dan Adaları seyretmek ne kadar keyifliyse de İstanbul Adaları’ nda gezinmek bambaşka bir keyiftir. Tarih boyunca birçok isimle anılmış olan istanbul adaları, günümüzde Prens Adaları olarak da adlandırılmaktadır. Her biri ayrı bir tarihi, coğrafi ve kültürel zenginlik olan dokuz adanın dört tanesi İstanbul turizmi açısından önemli yerleşim merkezleridir. Bunlar; Büyükada, Kınalıada, Heybeliada, Burgazada’dır.
Huzur arayan, sakinlik arayan İstanbul sakinlerinin şehir stresinden birkaç saatliğine olsa da uzaklaşmaları için tercih ettikleri yerdir istanbul adaları.
İstanbul Adaları’ na ulaşım, Bostancı, Kadıköy, Kartal, Kabataş İskelelerinden Şehir Hatları Vapurları ile sağlanmaktadır. Ayrıca Özel taşımacılık firmalarının Çınarcık, Yeşilköy, Sirkeci İskelelerinden Ada seferleri bulunmaktadır. Ayrıca bu özel taşımacılık şirketleri gruplara özel istanbul adaları gezileri düzenlemektedir.
İstanbul Adaları – Büyük Ada Hakkında
İstanbul Adaları’nın en büyüğü ve merkezi olan Büyükada’dır. Tarih boyunca birçok isim alsa da en bilineni Kızılada’dır. Bu isim toprakta bulunan demir madeninin verdiği renkten dolayı kullanılmıştır.
Yüzölçümü 5,4 km olan Büyükada, iki tepeden meydana gelmiştir. Bunlar güneyde Yücetepe, kuzeyde İsa Tepesidir. Osmanlı Dönemi’ nde büyük oranda Rumlar yaşamaktaydı. Cumhuriyet ile beraber Rum kökenlilerin mübadele ile büyük kısmı Yunanistan’ a göç etmiştir. Bir kısmı burada kalmakla beraber özellikle devlet bürokratlarının yazlık ve dinlenme mekanları olmuştur. Ancak halen Rum kültürünün etkisi görünmektedir. Örneğin her yıl 23 Nisan’da kutlanan Aya Yorgi Yortusunda Müslüman, Hıristiyan ve her tür inanıştan binlerce insan dilek ve temenni amacı ile Aya Yorgi Kilisesi’ ni ziyaret etmektedir.
Büyükada’ da resmi araçlar dışında motorlu araç kullanımı yasaktır. Günümüzde ulaşım bisiklet ve elektrikli araçlarla sağlanmaktadır. Adanın geleneksel simgesi olan faytonlar ne yazık ki aşırı iş yükü ve atlara kötü muameleler yüzünden yakın bir geçmişte hizmetten kaldırılmıştır.
Büyükada’da ilk yapılaşma 6. Yüzyıla ulaşmaktadır. Görülmesi gereken önemli yapılar;
Büyükada’ya gidenleri karşılayan ilk tarihi yapı Saat Kulesi’dir. İskele meydanında bulunan kule adanın simgesi olmuştur.
Aya Yorgi Kilisesi, Büyükada’ nın en yüksek noktasına 1751’de inşa edilmiştir. İki katlı, kiremit örtülü kilisenin bulunduğu nokta muhteşem bir manzaraya sahiptir. Kiliseye gitmek yorucu olsa da manzara görülmeye değerdir.
Rum Yetimhanesi, dünyanın en büyük çok katlı ahşap yapısı olarak bilinmektedir. 1898’de ihtişamlı bir otel olarak inşa edilmiş ancak ruhsat verilmemesi nedeni ile Rum yetimhanesi olarak kullanılmıştır. Yaklaşık altı bin yetime yuva olan yapı, günümüzde Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin kontrolündedir.
Büyükada’nın tarihi köşkleri, mimarileri ile dikkatleri çekmektedir. Ayrıca Adalar Müzesi ve Türk Edebiyatının Ünlü Roman Yazarı Reşat Nuri Güntekin’ in Evi görülmeye değer yerlerdendir.
Istanbul Adaları – Heybeli Ada
İstanbul Adaları’ nın ikinci büyük ve yeşili bol adasıdır. Heybeliada ismini, uzaktan bakıldığında heybeye benzemesinden almıştır. Türk, Ermeni, Rum hepsi bir arada yaşamaktadır. İstanbul’dan günübirlik ziyaretçileri olduğu gibi turistlerinde en çok tercih ettiği istanbul adaları diyebiliriz.
4 tepeden meydana gelen Heybeliada’nın 4 tane de limanı bulunmaktadır. İstanbul Adaları’ nın içinde en çok sayfiye yeri olarak kullanılan adadır. Muhteşem doğası, tertemiz havası, tarihi binaları ile sakinliği ve huzuru arayanların tercih ettiği yerlerden biridir.
Heybeliada’da görülmesi gereken önemli yapılar ve gezilecek yerler;
1500 yıllarında inşa edilmiş Uçurum Manastırı, adından da anlaşılacağı gibi uçurum kenarında, muhteşem bir manzaraya sahiptir.
Heybeliada Ruhban Okulu, 9.yüzyılda inşa edilmiştir. Din adamı yetiştirilen yapı, günümüzde festival ve konferanslara ev sahipliği yapmaktadır.
Beth Yaakov Sinagogu ve Aya Nikola Kilisesi, İsmet İnönü Müzesi, Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi Heybeliada’nın görülmesi gereken yapılarıdır.
Doğayla iç içe olmak isteyenler için Değirmenburnu Mesire Yeri, deniz kenarında, çam ağaçlarının içinde muhteşem bir alandır. Denize girmek isteyenler için Alman Koyu en ideal yerdir.
İstanbul Adaları – Kınalıada Hakkında
İstanbul Adaları’nın İstanbul’a en yakını Kınalıada’dır. İsmini toprağında demir ve bakır karışımından almıştır. Yeşili en az adadır. Bizans Dönemi’nde savaşlarda başarısız olan prensler bu adaya sürgüne gönderilirdi. Romen Diyojen bunlardan bir tanesidir.
Kınalıada sokaklarında gezerken en dikkat çeken bahçesinde erguvanlar olan beyaz ahşap evlerdir. Diğer adalara göre daha az yokuş olduğu için gezmekte yorucu değildir.
Kınalıada’da gezilecek yerler;
Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi, 1857 yılında inşa edilmiş tek Ermeni kilisesidir. Günümüzde yaz aylarında yaz tatili amacıyla adalara gelen kalabalık cemaate ruhani hizmet sunmaktadır. Yakınında ki Patriklik yazlık konutu ile Karagözyan Yetimhanesi Dinlenme Evi görülmeye değer mimariye sahiptir.
Kınalıada Camii, kiliseden dönüştürülmüş olup enteresan mimarisi ile dikkat çekmektedir. 1963 yılında Müslümanların adada çoğalması ile ibadete açılmıştır.
Rum Ortodoks Hristo Manastırı, Adanın Manastır Tepesi ve Koyunda bulunmaktadır. Romen Diyojen burada sürgün olarak tutulmuştur.
Kumluk Plajı, Ayazma Kamos Beach, Ülker Halk Plajı ve İskele Plajı, denize girmek için ideal yerlerdir.
Istanbul Adaları – Burgaz Ada Hakkında
İstanbul Adaları’ nın en küçüğü, en sakini ve en güzelidir. Huzur arayanlar için ideal yerlerden biridir. Köşkleri, cumbalı evleri, begonvillerin canlılık saçtığı muhteşem doğası, tertemiz denizi ve asırlık ağaçları ile adeta cennetten bir köşedir.
İstanbul’un ilk sanatoryumu Burgazada’da açılmıştır. Tertemiz havası, yeşil ve mavinin uyumu, huzurlu ve sakin atmosferi ile günübirlik ziyaretçileri ve kısa tatil için gelen turistleri ağırlamaktadır.
Burgazada gezilecek yerler;
Sait Faik Abasıyanık Müzesi, adada yaşamış ünlü şair ve yazar Sait Faik Abasıyanık’ın özel eşyalarının, yazdığı orijinal metinlerin, kütüphanesinin sergilendiği evdir. Yazar, 1906-195 4 yılları arasında bu evde yaşamıştır. Yemyeşil doğa içinde ziyaretçilerini beklemektedir.
Aya Yani Kilisesi, zengin ahşap işçiliğinin sergilendiği, 11. Yüzyılda Yahya Peygamber taraından inşa ettirilmiş dikkat çeken bir yapıdır.
Bayrak Tepe, İsa tepesi olarak da bilinmektedir. 19.yüzyılda kilise haline çevrilmiş bir manastır da bu tepede bulunmaktadır. Denizden yüksekliği 170 metredir. Muhteşem İstanbul manzarasına sahiptir.
Kalpazankaya kayalıkları, gün batımını seyretmek için ideal yerlerden biridir. Etkileyici doğası ile huzurun adresidir. Bir restoran bulunmaktadır. Denize girilebilecek özel noktalardan biridir.
Garip Türk yemekleri için tıklayabilirsiniz.